Retina yırtılması tedavi edilebilir ve erken müdahale ile görme kaybı önlenebilir. En yaygın tedavi yöntemleri lazer fotokoagülasyon ve kriyoterapidir.
Bu işlemler, yırtık bölgesini kapatarak retina dekolmanına ilerlemesini engeller. Tedavi genellikle ağrısızdır.
Göz travması, yüksek miyopi ve yaş faktörü riskleri artırdığından, risk grubundaki kişilerin düzenli kontrol yaptırması önemlidir.
Tedavi sonrası iyileşme süreci yakından takip edilmeli, ani görme değişikliklerinde hemen doktora başvurulmalıdır.
Hangi Durumlarda Retina Yırtığı Tedavisi İçin Vitrektomi Önerilir?
Retina yırtıklarının tedavisinde vitrektomi diğer yöntemlerin etkisiz olduğu ya da yetersiz kaldığı özel durumlarda tercih edilen bir cerrahi işlemdir. Bu yöntem retina üzerindeki çekimi azaltarak yırtığın düzeltilmesine ve görme kaybının önlenmesine yardımcı olur. Vitrektomi gerektiren durumlar şu şekilde sıralanabilir:
- Vitreus kanaması olan retina yırtıkları
- Geniş (dev) retina yırtıkları
- Proliferatif vitreoretinopati (PVR) ile ilişkili yırtıklar
- Makula deliği ya da epiretinal membran içeren yırtıklar
- Başarısız önceki retina dekolmanı tedavileri
Bu cerrahi prosedür vitreusun tamamen çıkarılması retina yüzeyindeki zarların temizlenmesi ve retinayı desteklemek için tamponaj yapılmasını içerir. Vitrektomi özellikle makula gibi merkezi görme bölgelerinde yer alan sorunların tedavisinde görsel iyileşme şansını artırır. Ayrıca daha önce lazer veya dondurma yöntemleriyle tedavi edilen ancak başarılı sonuç alınamayan vakalarda etkili bir seçenektir.
Retina Yırtıklarının Tedavisinde Lazer Fotokoagülasyon Nasıl Kullanılır?
Lazer fotokoagülasyon retina yırtıklarını tedavi etmek amacıyla uygulanan minimal invaziv bir prosedürdür. Bu yöntemde retina yırtığının çevresine lazer ışınları odaklanarak dokuların bir arada tutulması sağlanır ve yırtığın ilerlemesi önlenir. İşlem görme kaybı riskini azaltmada oldukça etkili bir seçenek olarak kabul edilir:
- Göz bebeğini büyütmek için damla uygulanır.
- Anestezik damla ile ağrı hissi engellenir.
- Kontakt lens göz üzerinde sabitlenir.
- Lazer ışınları yırtığın çevresine odaklanır.
İşlem sonrasında hasta genellikle kısa süreli bulanıklık veya hafif rahatsızlık hissedebilir. Göz doktoru tarafından iltihap önleyici damlalar reçete edilir ve iyileşme sürecini desteklemek için fiziksel aktiviteler sınırlandırılır. İşlem yırtığın büyümesini durdurmanın yanı sıra retina dekolmanını önlemek için etkin bir yöntem sunar. Bu tedavi retinanın doğru bir şekilde yapışmasını sağlayarak ciddi komplikasyonların önüne geçer.
Lazer fotokoagülasyon işleminin faydaları genellikle risklerden daha ağır basar. Minimal invaziv bir işlem olması hastaların aynı gün içinde günlük yaşamlarına dönmelerine olanak tanır. Bununla birlikte her hastanın durumu farklılık gösterebilir; bu nedenle tedavi planı doktor tarafından kişiye özel olarak hazırlanır.
Kriyopeksi Nedir ve Retina Yırtıklarını Nasıl Tedavi Eder?
Kriyopeksi retina yırtıklarını tedavi etmek için kullanılan özel bir tıbbi işlemdir ve yoğun soğuk uygulayarak retinadaki yırtıkları onarmayı amaçlar. Retina gözün arka kısmında bulunan ışığa duyarlı bir tabakadır ve yırtılmaları ciddi görme kayıplarına yol açabilir. Kriyopeksi bu tür yırtıkları tedavi ederek retinanın alt dokulara sıkıca tutunmasını sağlar.
Kriyopeksinin temel aşamaları:
- Göz damlasıyla lokal anestezi uygulanır.
- Kriyoprob cihazı yırtığın bulunduğu alanın dış yüzeyine yerleştirilir.
- Soğuk uygulama yapılarak bölgedeki dokuların donması sağlanır.
- Kontrollü bir iltihaplanma tepkisi oluşturularak yara dokusu meydana gelir.
- Bu işlem sonrası oluşan yara dokusu yırtık bölgesini güçlendirir ve retinanın yerinden ayrılmasını engeller.
Avantajları:
- Retinanın ulaşılması zor kenar bölgelerinde etkili olur.
- Retina dekolmanını önlemede yüksek başarı oranı taşır.
- Uygulama hızlı ve genellikle güvenlidir.
Kriyopeksi sonrası gözde iltihaplanma basınç artışı veya nadiren aşırı yara dokusu oluşumu gibi yan etkiler görülebilir. Bu etkiler genellikle tedaviyle kontrol altına alınabilir. İşlem lazer tedavisine alternatif bir yöntem olarak güvenli bir seçenek sunar ve retina sağlığını korumada önemli bir role sahiptir.
Skleral Çökertme Retina Yırtıklarının Onarımında Nasıl Yardımcı Olur?
Skleral çökertme retina yırtıklarını ve buna bağlı retina dekolmanını onarmak için tercih edilen cerrahi bir yöntemdir. Bu işlem retinanın doğal konumuna dönmesini ve yırtıkların neden olduğu komplikasyonların önlenmesini sağlar. Skleranın içe doğru çökertilmesiyle retinayı destekler ve gözün yapısal bütünlüğünü korumayı amaçlar:
- Göz dış tabakasına silikon bant ya da sünger yerleştirilir.
- Retinayı çekiştiren vitreus jelindeki gerilim azaltılır.
- Retina yırtığı kapatılarak vitreus sıvısının sızması engellenir.
- Kriyoterapi ya da lazerle retinayı sabitleyen yara dokusu oluşturulur.
- Retinanın altındaki sıvı gerektiğinde boşaltılır.
Skleral çökertme ameliyatı sırasında konjonktiva açılarak retina yırtıkları tespit edilir ve doğru bölgeye müdahale yapılır. Doğal lensi olan ve vitreus jeli sağlam olan hastalarda sıklıkla bu yöntem tercih edilir. Ameliyatın avantajlarından biri göz içi yapılarına doğrudan müdahaleyi önleyerek katarakt riskini azaltmasıdır. Doğru şekilde uygulandığında bu yöntemle yüksek başarı oranı elde edilir ve retina sağlığı etkin bir şekilde korunur.
Retina Yırtığı Tedavilerinden Sonra İyileşme Süreci ve Olası Riskler Nelerdir?
Retina yırtığı tedavilerinin ardından iyileşme süreci uygulanan yönteme bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Ancak genel olarak bu süreç hafif rahatsızlıklarla başlayıp birkaç hafta içerisinde iyileşme ile sonuçlanır. Tedavilerin başarısını etkileyen faktörler hastanın genel sağlık durumu ve tedaviye verilen yanıt ile ilişkilidir. Olası riskler genellikle düşük olmakla birlikte dikkatle takip edilmelidir.
İyileşme Sürecinde Görülebilecek Durumlar:
- Hafif rahatsızlık hissi
- Geçici bulanık görme
- Gözde uçuşan cisimler
- Işık çakmaları
Tedavi Sonrası Olası Riskler:
- Enfeksiyon
- Göz içi basıncında artış
- Çevredeki retina dokusuna zarar
- Yırtığın kapanmaması

Prof. Dr. Tansu Erakgün, 1968 İzmir doğumludur. 1992’de Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuş, göz hastalıkları uzmanlığını 1997’de tamamlamıştır. Belçika ve Almanya’da retina hastalıkları ve vitreoretinal cerrahi eğitimi almıştır. 2004’te doçent, 2010’da profesör unvanını almıştır. Retina cerrahisi için geliştirdiği cerrahi cihazlar dünya çapında kullanılmaktadır. Diyabetik göz hastalıkları, retina hastalıkları ve göz travmaları alanlarında uzmandır. 2016’dan beri İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi’nde göz doktoru olarak görev yapmaktadır.