Makula deliği, gözün merkezinde bulunan ve keskin görmeden sorumlu makula tabakasında oluşan küçük yırtık ya da açıklık olarak tanımlanır. Makula deliği belirtileri arasında merkezi görme kaybı, düz çizgilerin eğri görülmesi ve bulanık görme yer alır. Bu rahatsızlık genellikle yaşa bağlı olarak gelişir ancak travma, yüksek miyopi veya retina hastalıkları da makula deliği neden olur sorusuna yanıt olabilir. Makula deliği evreleri, deliğin büyüklüğüne ve görme kaybının derecesine göre sınıflandırılır.
Makula deliği tedavisi genellikle cerrahi müdahale ile gerçekleştirilir. Makula deliği ameliyatı, vitrektomi adı verilen yöntemle yapılır. Bu ameliyat sırasında göz içindeki jelin (vitreus) alınması ve makula üzerinde yer alan deliğin kapanması sağlanır. Makula deliği ameliyatı sonrası iyileşme süreci dikkat ve sabır gerektirir; hasta genellikle yüzüstü yatış pozisyonunda belirli bir süre kalmak zorundadır. Makula deliği ameliyatı yapan doktorlar, retina cerrahisinde uzmanlaşmış göz hekimleridir. Ameliyat sonrası görme düzeyinde önemli iyileşmeler sağlanabilir.
Makula deliği ameliyatı olanlar yorumları genellikle olumlu olup, çoğu hasta görme kalitesinde artış yaşadığını belirtir. Makula deliği ameliyatı olanlar, ameliyat öncesi ve sonrası dönemde doktorun talimatlarına tam uyum göstermelidir. Makula deliği ameliyatı fiyatı, uygulanan tekniğe ve doktorun uzmanlığına göre değişkenlik gösterebilir. Göz sağlığı açısından erken teşhis ve doğru müdahale oldukça önemlidir.
Tanım | Makula, retina merkezinde yer alan ve net görmeden sorumlu olan bölgedir. Makula deliği, bu bölgede oluşan bir yırtılma veya açıklıktır ve görme kaybına yol açabilir. |
Belirtiler | – Merkezi görmede bulanıklık veya kayıp. – Görüntülerin eğri veya dalgalı görünmesi (metamorfozi). – Küçük detayları görmede zorlanma. – Görüş alanında koyu bir nokta. |
Nedenler | – Yaşlanmaya bağlı olarak vitreus sıvısının çekilmesi. – Retina travması. – Yüksek miyopi. – Retina ödemi veya diyabetik retinopati. |
Risk Faktörleri | – İleri yaş (genellikle 60 yaş üstü). – Kadın olmak. – Yüksek miyop. – Daha önce diğer gözde makula deliği oluşması. |
Tanı Yöntemleri | – Göz muayenesi (oftalmoskopi). – Optik koherens tomografi (OCT) ile detaylı retina görüntülemesi. |
Evreleri | – Evre 1: Erken aşama; görme kaybı minimaldir. – Evre 2: Delik tam olarak oluşmuştur; görme kaybı belirgindir. – Evre 3: Delik genişler ve merkezi görme ciddi şekilde etkilenir. – Evre 4: Vitreus sıvısının tamamen çekilmesiyle delik büyür. |
Tedavi Yöntemleri | – Vitrektomi: Göz içindeki vitreus sıvısı çıkarılır, delik onarılır ve genellikle gaz veya silikon tampon uygulanır. – İlaç Tedavisi: Erken evrede bazı ilaçlar kullanılabilir. – Göz İçi Gaz Tamponu: Delik kapatılana kadar basınç sağlamak için kullanılır. |
Ameliyat Süresi | Genellikle 1-2 saat. |
Ameliyat Sonrası | – Baş pozisyonu önemlidir; hasta genellikle yüzü aşağı dönük şekilde yatmalıdır (gaz tamponu nedeniyle). – Göz damlası tedavisi uygulanır. – 2-4 hafta boyunca ağır aktivitelerden kaçınılmalıdır. |
Komplikasyonlar | – Retina dekolmanı. – Göz içi enfeksiyonu. – Göz içi basınç artışı (glokom). – Katarakt gelişimi. |
İyileşme Süreci | – Tam iyileşme genellikle birkaç ay alır. – Görme düzeyi delik boyutuna ve ameliyat başarısına bağlıdır. |
Önlemler | – Erken tanı için düzenli göz muayeneleri (özellikle risk grubunda olan bireylerde). – Görmede ani değişiklikler fark edildiğinde hemen doktora başvurma. |

Prof. Dr. Tansu Erakgün
Retina Hastalıkları ve Vitreoretinal Cerrahi Uzmanı
20 Mart 1968’de İzmir’de doğan Prof. Dr. Tansu Erakgün, orta öğrenimini Saint Joseph Koleji’nde ve Lise öğrenimini Karşıyaka Gazi Lisesi’nde tamamladıktan sonra 1986 yılında girdiği Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1992 yılında mezun oldu. Aynı yıl Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’nda asistanlık eğitimine başladı. 1997 yılında uzman...
Hakkımda Videolar YayınlarMakula Deliği Nedir?
Makula delikleri (MD) oftalmolojide tanı ve tedavi yöntemlerindeki gelişmelerle zamanla daha iyi anlaşılmış ve yönetilmiştir. 1988 yılında Gass makula deliklerini patogenezi ve klinik ilerleyişi temelinde sınıflandıran bir sistem sunmuştur. Bu sınıflama idiyopatik makula deliklerini dört aşamada tanımlayarak hastalığın doğal seyrine ışık tutmuştur. 1995 yılında makula deliklerinin patofizyolojisi üzerine edinilen yeni bilgiler doğrultusunda bu sistem güncellenmiştir.
Optik koherens tomografi (OCT) retina görüntüleme teknolojisinde devrim yaratmış ve makula deliklerinin tanı ve yönetiminde vazgeçilmez bir araç haline gelmiştir. 2013 yılında Uluslararası Vitreomaküler Traksiyon Çalışma Grubu (IVTS) OCT’ye dayalı yeni bir sınıflandırma sistemi geliştirmiştir. Bu sistem tam katmanlı makula deliklerini boyutlarına göre küçük (≤250 μm) orta (250-400 μm) ve büyük (>400 μm) olarak kategorize etmiştir. Ayrıca vitreus durumuna ve etiyolojiye göre birincil veya sekonder olarak ayrımlandırmıştır. Bu gelişmeler tanı doğruluğunu artırmış ve tedavi yaklaşımlarını daha iyi yönlendirmiştir.
Cerrahi müdahalelerdeki en büyük dönüm noktası 1991 yılında Kelly ve Wendel’in pars plana vitrektomi yöntemini tanıtmasıdır. Bu yöntem internal sınırlayıcı membran (ILM) soyulması ve gaz tamponadlarının kullanımıyla daha da geliştirilmiştir. Son yıllarda büyük ve dirençli deliklerin tedavisinde ters çevrilmiş ILM flebi ve otolog retina transplantasyonu gibi yenilikçi teknikler anatomik kapanma oranlarını ve görme sonuçlarını önemli ölçüde iyileştirmiştir.
Makula Deliğinin Nedenleri Nelerdir?
Makula deliği merkezi görme kaybına yol açan ciddi bir retina sorunudur ve farklı nedenlerle gelişebilir. Temel olarak idiopatik (spontan) ve sekonder (başka faktörlere bağlı) olmak üzere iki ana kategoride incelenir.
İdiopatik Makula Delikleri:
- Bu tür makula delikleri tüm vakaların yaklaşık %83’ünü oluşturur ve genellikle 65 yaş üzeri kadınlarda daha sık görülür. Gelişiminde yaşa bağlı vitreus değişiklikleri temel rol oynar. Yaşlanma ile birlikte vitreus sıvılaşır ve retina yüzeyinden ayrılır; bu olaya posterior vitreus dekolmanı (PVD) denir. Ancak PVD’nin tam olmaması veya anormal gerçekleşmesi fovea üzerinde tangansiyel çekme kuvvetleri oluşturarak makula deliğinin gelişmesine yol açabilir.
Sekonder Makula Delikleri:
Sekonder makula deliklerinin oluşumu çeşitli hastalıklar ve dışsal faktörlere bağlıdır:
- Travma: Göz darbeleri veya yaralanmaları retinada hasara yol açarak makula deliği oluşumunu tetikleyebilir.
- Yüksek Miyopi: Göz küresinin uzamasına bağlı retinada incelme ve dejenerasyon makula deliği riskini artırır.
- Vitreomaküler Çekiş (VMT): Vitreus ile makula arasındaki yapışıklık çekme kuvvetleriyle deliğe neden olabilir.
- Epiretinal Membranlar (ERM): Retinada anormal doku oluşumu makula bölgesini etkileyebilir.
- İnflamatuar Durumlar: Üveit gibi iltihaplanmalar retinada ödem ve doku bozulmasına yol açabilir.
- Cerrahi Komplikasyonlar: Özellikle katarakt ameliyatları sonrası vitreoretinal ilişkiler değişerek makula deliği riskini artırabilir.
Makula Deliği Ne Kadar Yaygındır?
Makula deliği (MD) yaşlı nüfusu etkileyen yaygınlığı coğrafi bölgeler genetik faktörler ve çevresel etkilerle değişebilen bir retinal bozukluktur. Prevalans farklı popülasyonlarda önemli ölçüde değişiklik göstermektedir. Baltimore Göz Araştırması’nda 1.000 kişide 3.3 oranında bir prevalans bildirilirken Avustralya’daki Blue Mountains Göz Çalışması’nda bu oran %0.02’ye (1.000 kişide 0.2) kadar düşmüştür. Çin’deki Pekin Göz Çalışması’nda prevalans %0.09 (1.000 kişide 0.9) olarak bulunmuş Danimarka Popülasyonu Çalışması’nda ise bu oran %0.14 olarak tahmin edilmiştir. Bu veriler genetik çevresel ve metodolojik faktörlerin etkisini açıkça ortaya koymaktadır.
Makula deliği insidansı da yaş ve diğer risk faktörlerine bağlı olarak değişmektedir. Genel popülasyonda tam katmanlı makula deliği (FTMD) insidansı yılda 100.000 kişide 7.9 ile 8.7 arasında değişmekte olup 40 yaş üzerindeki bireylerde %0.02 ile %0.8 arasında daha yüksek oranlara ulaşmaktadır. Kadınlar erkeklere kıyasla daha sık etkilenmekte ve kadın-erkek oranı 3:1 ile 1.8:1 arasında değişmektedir.
MD genellikle tek gözde görülse de diğer gözde gelişme riski %7 ile %16.7 arasında değişmektedir. Coğrafi farklılıklar da önemlidir; örneğin Çin’de yaklaşık 750.000 bireyin tek taraflı 100.000 kişinin ise çift taraflı FTMD’ye sahip olduğu tahmin edilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde ise MD nedeniyle cerrahi müdahale gerektiren vakaların insidansı yılda 100.000 kişide 7.8 olarak bildirilmiştir. Bu veriler makula deliğinin yaşlanan popülasyonlarda önemli bir sağlık sorunu olduğunu göstermektedir.
Makula Deliğinin Oluşum Süreci Nasıldır?
Makula deliği retina merkezindeki fovea bölgesinde tam kalınlıkta bir doku kaybının geliştiği anatomik ve biyokimyasal süreçlerin birleşik etkileriyle oluşan bir durumdur. Bu süreç patofizyolojik değişikliklerin aşamalar halinde ilerlediği ve farklı klinik özelliklerle tanımlandığı dört temel evrede gerçekleşir.
- Aşama 1: Foveal Ayrılma
İlk aşamada prefoveal vitreus korteksinin makulaya uyguladığı yatay çekiş nedeniyle foveanın anatomisi bozulur. Bu durum Aşama 1A’da foveolar ayrılma ve sarı bir nokta görünümüyle başlar ardından Aşama 1B’de sarı halka şeklinde daha belirgin bir retinanın ayrışmasıyla devam eder. Bu evre genellikle görme keskinliğinde belirgin bir kayba yol açmasa da ileri aşamalara geçiş riski taşır.
- Aşama 2: Erken Tam Kalınlıkta Makula Deliği
Bu evrede 400 mikrometreden daha küçük çapta tam kalınlıkta bir retina defekti oluşur. Vitreusun foveaya kısmen bağlı kaldığı bu aşamada çekiş kuvvetleri deliğin genişlemesine katkıda bulunur. Görme keskinliğinde azalma ve metamorfopsi (çarpık görme) bu evrede sıkça gözlemlenir.
- Aşama 3: Tam Gelişmiş Makula Deliği
Makula deliği çapının 400 mikrometrenin üzerine çıktığı bu aşamada posterior hyaloid genellikle makuladan ayrılır ancak optik diskle bağlantısını sürdürür. Deliğin çevresinde subretinal sıvı birikimi gözlemlenir ve görme kaybı belirginleşir.
- Aşama 4: Tam Kalınlıkta Makula Deliği ve Tam Posterior Vitreus Ayrılması
Bu son evrede vitreusun optik diskten tamamen ayrılması sonucu tam posterior vitreus ayrılması (PVA) meydana gelir. Bu aşamada makula deliği stabil hale gelir ancak çevresel retina dokularında kistik değişiklikler ve ödem oluşabilir.
Makula deliği gelişiminin temel mekanizması vitreomaküler çekiş (VMT) olarak tanımlanır. Yaşlanma ile vitreus sıvılaşırken retina üzerindeki tam olmayan ayrılmalar makulaya olan sürekli bağlılık nedeniyle çekiş kuvvetleri oluşturur. Ayrıca epiretinal zarların (ERZ) yatay çekişe katkı sağladığı ve retinal deformasyonu artırdığı bilinmektedir.
Makula Deliğinin Belirtileri Nelerdir?
Makula deliği retina’nın merkezi kısmında meydana gelen bir durumdur ve görme fonksiyonlarında kademeli olarak belirgin değişikliklere yol açar. Belirtiler genellikle delik gelişiminin aşamasına bağlı olarak değişiklik gösterir ve erken teşhis kalıcı görme kaybını önlemede kritik öneme sahiptir.
Erken Dönem Belirtileri:
- Makula deliğinin ilk aşamasında belirtiler genellikle hafif ve belirsizdir. Bu nedenle bireyler durumu fark etmekte güçlük çekebilir. Bu dönemde gözlemlenebilecek en yaygın semptomlar şunlardır:
- Bulanık Görüş: Merkezi görüşte netlik kaybı okuma veya yüzleri tanıma gibi görevleri zorlaştırabilir.
- Görsel Bozulma (Metamorfozpiya): Düz çizgiler dalgalı veya bükülmüş görünebilir; nesneler şekilsiz hale gelebilir.
- Detaylı Görevlerde Zorluk: Küçük yazıları okuma dikiş yapma gibi ince görsel detay gerektiren aktiviteler daha zor hale gelir.
İlerlemiş Belirtiler:
- Makula deliği büyüdükçe belirtiler daha belirgin ve rahatsız edici hale gelir:
- Merkezi Skotom: Görüş alanının merkezinde koyu veya kör bir bölge oluşabilir. Bu durum merkezi görüşü ciddi şekilde engellerken çevresel görüş genellikle korunur.
- Artan Görsel Bozulma: Günlük aktivitelerdeki zorluklar artar; örneğin yazıları okuma veya yüzleri tanıma imkânsız hale gelebilir.
- Sosyal Etkileşimlerde Güçlük: Merkezi görme kaybı nedeniyle bireyler yüzleri tanıyamayabilir bu da sosyal yaşamı olumsuz etkiler.
İleri Dönem Belirtileri:
- Tedavi edilmezse makula deliği daha ciddi görme kaybına neden olabilir:
- Büyüyen Merkezi Kör Nokta: Merkezi skotom genişler görüş kaybı daha büyük bir alanı kapsar.
- Şiddetli Görme Kaybı: Okuma araç kullanma ve günlük işler giderek daha zor hale gelir.
Tek Gözde veya Her İki Gözde Etkilenme
Makula delikleri genellikle tek gözde görülür; ancak bir gözde gelişmişse diğer gözde de risk artar. Bu durum yaklaşık %10 oranında iki gözde makula deliği oluşumu ile sonuçlanabilir.
Makula Deliği Nasıl Teşhis Edilir?
Makula deliği teşhisi ayrıntılı bir hasta öyküsü alınması ve çeşitli ileri görüntüleme yöntemleri ile klinik muayeneyi kapsayan çok yönlü bir süreci içerir. Teşhis süreci hastalığın varlığını doğrulamakla kalmaz aynı zamanda delik tipi ve evresini belirleyerek uygun tedavi stratejisinin seçilmesine rehberlik eder.
Hasta Öyküsü ve Semptomların Değerlendirilmesi:
- Makula deliği olan hastalar genellikle merkezi görme kaybı, görüntülerin bozulması (metamorfopsi) ve görme alanında koyu bir nokta (merkezi skotoma) gibi semptomlarla başvurur. Bu şikayetler, günlük aktiviteleri, özellikle okumayı, yüz tanımayı ve ince detayları görmeyi zorlaştırabilir. Ayrıntılı bir öykü, yaş (genellikle 60 yaş üstü), kadın cinsiyeti, yüksek miyopi, travma öyküsü veya daha önceki göz cerrahileri gibi risk faktörlerinin varlığını ortaya çıkarabilir.
Klinik Muayene:
- Klinik değerlendirme göz bebeği genişletildikten sonra slit lamba biyomikroskopisi ile makulanın detaylı incelenmesini içerir. Fovea bölgesinde tam katmanlı bir defekt bazen çevresinde subretinal sıvı ile görülebilir. Watzke-Allen testi tanıyı destekleyen basit ancak etkili bir yöntemdir; makula üzerine ince bir ışık demeti projekte edilir ve delik varlığında ışıkta kesilme veya distorsiyon hissi algılanır.
Optik Koherens Tomografi (OCT):
- OCT makula deliği tanısında ve evrelemesinde altın standarttır. Retina katmanlarının yüksek çözünürlüklü kesitlerini sağlayarak tam katmanlı delikleri lamellar delikleri ve pseudodelikleri ayırt eder. Ayrıca vitreomaküler çekişin (VMT) varlığını göstererek tedavi planlamasına katkıda bulunur. OCT delik çapını ölçerek Gass veya IVTS sınıflamalarına göre delik evresinin ve boyutunun belirlenmesini sağlar.
Diğer Görüntüleme Yöntemleri:
- Fluoresan anjiografi retina damarlarının bütünlüğünü değerlendirirken fundus fotoğrafçılığı ve otofloresans görüntüleme makula yapısının detaylı belgelenmesini sağlar. Elektrofizyolojik testler ise karmaşık vakalarda retinal fonksiyonu değerlendirmek için kullanılabilir.
Makula Deliği Nasıl Tedavi Edilir?
Makula deliğinin tedavisinde en etkili yöntem pars plana vitrektomi adı verilen cerrahi girişimdir. Bu işlem vitreus jelinin çıkarılması ve makula deliğinin kapanmasını sağlamak için uygulanır. Cerrahi genellikle lokal veya genel anestezi altında gerçekleştirilir. Küçük kesiler aracılığıyla vitreus boşluğuna ulaşılır ve özel mikrocerrahi aletlerle vitreus jeli temizlenir. Bu adım makula üzerindeki çekme kuvvetlerini ortadan kaldırarak deliğin kapanmasını destekler.
Cerrahinin önemli bir aşaması iç sınırlayıcı membranın (ILM) soyulmasıdır. Bu ince şeffaf tabaka retina yüzeyinden dikkatlice kaldırılarak gerilim azaltılır ve iyileşme süreci hızlandırılır. ILM soyulması anatomik başarı oranlarını artıran bir tekniktir. Vitrektomi sonrasında vitreus boşluğu genellikle gaz tamponadı ile doldurulur. Bu gaz balonu makula deliği kenarlarını bir arada tutarak iyileşmeyi destekler. Gaz balonu zamanla vücut tarafından emilir.
Ameliyat sonrası süreçte hastalara genellikle başaşağı pozisyonda birkaç gün dinlenmeleri önerilir. Ancak son çalışmalara göre bu pozisyon her vakada gerekli olmayabilir. İyileşme süresince uçak yolculuğu gibi basınç değişikliklerinden kaçınılmalıdır.
Vitrektomi yaklaşık %90 anatomik başarı oranına sahiptir ve hastaların çoğunda görme fonksiyonlarında iyileşme sağlar. Ancak görme keskinliğindeki kazanç deliğin büyüklüğü ve cerrahi öncesindeki süresine bağlıdır. Cerrahinin nadir komplikasyonları arasında katarakt retina dekolmanı ve enfeksiyon bulunur. İlerleyen cerrahi teknikler bu riskleri minimize etmeye devam etmektedir.
Makula Deliğinin Komplikasyonları Nelerdir?
Makula deliği tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlar ortaya çıkabilir ve bu durum hastaların günlük yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. En sık görülen komplikasyonlar arasında ilerleyici merkezi görme kaybı yer alır. Bu durum kitap okuma yazı yazma ve yüz tanıma gibi temel görsel işlevlerin bozulmasına neden olur. İleri evrede merkezi görme alanında belirgin bir kör nokta (skotoma) gelişebilir bu da kişinin odaklanmayı gerektiren faaliyetlerini imkânsız hale getirebilir.
Tedavi edilmemiş makula deliklerinde daha ciddi bir komplikasyon olan retina dekolmanı görülebilir. Bu durum retinanın altındaki destek tabakasından ayrılması sonucu meydana gelir ve acil tıbbi müdahale gerektirir. Retina dekolmanı hızla ilerleyerek kalıcı görme kaybına neden olabilir. Özellikle yüksek miyopisi olan bireylerde ve travmaya maruz kalan hastalarda bu risk daha yüksektir.
Makula deliği olan bireylerde gözün yapısal bütünlüğü üzerindeki stres komşu dokuların hasar görmesine de yol açabilir. Bu göz içi kanamalar veya makulada ilave incelemelerle ilişkilendirilebilir. Ayrıca diyabet gibi sistemik rahatsızlıkları olan hastalarda mevcut makula ödemi komplikasyon riskini artırabilir.
Makula Deliği Tedavisi Ne Zaman Yapılabilir?
Makula deliği tedavisi için doğru zamanın belirlenmesi deliğin evresi semptomların süresi görme keskinliği ve hastanın bireysel ihtiyaçlarının dikkatle değerlendirilmesini gerektirir. Tedavi kararında en önemli faktörlerden biri makula deliğinin evresidir. Erken evrelerde (Evre 2) görme bozukluğu hafif olduğunda gözlem yapılabilir; ancak cerrahi müdahale sıklıkla önerilir çünkü bu dönemde deliğin kapanma oranları daha yüksektir. Daha ileri evrelerde (Evre 3 ve 4) özellikle posterior vitreus ayrışmasının tam olduğu durumlarda cerrahi tedavi genellikle kaçınılmazdır çünkü spontan iyileşme nadir görülür.
Semptomların süresi de önemli bir belirleyicidir. Altı aydan kısa süredir mevcut olan makula delikleri daha yüksek anatomik kapanma oranları ve daha iyi görsel sonuçlar ile ilişkilidir. Ancak daha uzun süreli deliklerde bile cerrahi görme fonksiyonlarını iyileştirme potansiyeline sahiptir. Bu nedenle kronik makula deliklerinde bile tedavi seçeneği dikkate alınmalıdır.
Hastanın görme keskinliği de cerrahi zamanlamada belirleyicidir. Ciddi görme kaybı yaşayan hastalarda vitrektomi genellikle görsel iyileşme sağlamak için birincil tercih olur. Görme keskinliğinin minimal etkilendiği durumlarda ise cerrahinin faydaları ve riskleri dikkatlice tartışılmalıdır.
Makula Deliği Tedavisi Ne Zaman Yapılamaz?
Makula deliği tedavisinde vitrektomi genellikle güvenli ve etkili bir yöntemdir. Ancak bazı durumlarda cerrahiden kaçınılması veya ertelenmesi gerekebilir. Aktif oküler enfeksiyonlar örneğin konjonktivit veya keratit cerrahi sırasında enfeksiyonun yayılma riskini artırdığı için öncelikle bu enfeksiyonların tedavi edilmesi gereklidir. Ayrıca kontrolsüz sistemik hastalıklar özellikle şeker hastalığı ve hipertansiyon yara iyileşmesini ve cerrahi sonuçları olumsuz etkileyebilir. Cerrahiden önce bu hastalıkların kontrol altına alınması şarttır.
Ciddi kardiyopulmoner hastalıklar da cerrahinin risklerini artırabilir; bu hastalarda cerrahi öncesi detaylı bir değerlendirme yapılmalıdır. İleri evre glokom optik sinir üzerindeki baskıyı artırarak görme kaybını tetikleyebilir bu nedenle dikkatli yönetim gerektirir. Yakın zamanda serebrovasküler olay geçiren hastalarda ise cerrahi stres başka bir olay riskini artırabilir.
Gebelik özellikle ilk ve üçüncü trimesterde cerrahi açısından dikkatle ele alınmalıdır. Postoperatif sürece uyum sağlamada zorluk çeken hastalar veya ciddi psikolojik rahatsızlıkları olan bireylerde de cerrahi başarısızlık riski artabilir. Ek olarak koagülopati gibi kanama bozuklukları cerrahi sırasında komplikasyonlara neden olabilir ve özel dikkat gerektirir. Son olarak ileri yaş veya çoklu sağlık sorunları cerrahinin genel risklerini artırabilir.
Makula Deliğinin İyileşme Süreci Nasıldır?
Makula deliği tedavisi sonrası iyileşme süreci hem anatomik hem de görsel sonuçların başarılı olması için dikkatle yönetilmelidir. Vitrektomi genellikle makula deliğinin kapatılması için tercih edilen cerrahi yöntemdir. Bu işlem sırasında vitreus jelinin çıkarılması ve makulanın desteklenmesi için iç sınırlayıcı membranın (ILM) soyulması gerçekleştirilir. Cerrahi sonrası vitreus boşluğuna yerleştirilen gaz kabarcığı deliğin iyileşmesini kolaylaştırmak için makulayı tamponlar.
İyileşme sürecinde hastaların yüz aşağı pozisyonda (FDP) kalmaları önerilir. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalar 400 μm’den küçük makula delikleri için bu katı pozisyonlamanın her zaman gerekli olmadığını göstermiştir. Daha büyük deliklerde ise yüz aşağı pozisyonlama başarı oranlarını artırabilir. Bu süreç her hastanın bireysel ihtiyaçlarına göre düzenlenmelidir.
Hastalar cerrahi sonrası hafif rahatsızlık bulanık görme ve gaz kabarcığının etkisini deneyimleyebilir. Bu dönemde enfeksiyonları önlemek ve iyileşmeyi desteklemek amacıyla reçeteli göz damlalarının düzenli kullanımı önemlidir. Yorucu aktivitelerden kaçınılması ağır kaldırılmaması ve ani göz hareketlerinden sakınılması iyileşmeyi hızlandırabilir.
Makula Deliği Nasıl Önlenir?
Makula deliği özellikle yaşlanma ve idiyopatik nedenlerle ilişkilendirildiğinden tamamen önlenebilir bir durum değildir. Bununla birlikte bazı önlemler alınarak risk azaltılabilir veya erken teşhis mümkün olabilir.
- Düzenli Göz Muayeneleri: Özellikle 60 yaş ve üzerindeki bireylerin yılda en az bir kez kapsamlı göz muayenesi yaptırması önerilir. Bu muayeneler vitreus yapısındaki değişiklikleri ve makulada oluşabilecek erken belirtileri semptomlar ortaya çıkmadan önce tespit edebilir. Erken teşhis ilerleyişin yavaşlatılması ve tedavi başarısının artırılmasında kritik öneme sahiptir.
- Koruyucu Gözlük Kullanımı: Travmaya bağlı makula deliklerini önlemek için göz yaralanması riski taşıyan spor veya iş aktivitelerinde koruyucu gözlük kullanılması büyük önem taşır. Özellikle travma sonrası oluşabilecek göz içi hasarları makula üzerinde ciddi sorunlara yol açabilir.
- Göz Hastalıklarının Yönetimi: Yüksek miyopi diyabetik retinopati ve retinal dekolman gibi göz hastalıklarının etkili bir şekilde tedavi edilmesi sekonder makula deliği oluşma riskini azaltabilir. Bu nedenle bu tür hastalıkların düzenli takibi ve kontrolü ihmal edilmemelidir.
- Semptom Takibi: Görme netliğinde azalma merkezde kararma veya görüntüde bozulma gibi belirtiler erken müdahale gerektiren sorunların habercisi olabilir. Bu tür durumlarda zaman kaybetmeden bir göz doktoruna başvurulması tedavi başarısını artırmada önemli bir rol oynar.
Makula Deliği Ameliyatı Yaptıranların Yorumları
Prof.Dr. Tansu Erakgün hasta yorumları için Google Maps‘e göz atabilirsiniz.
Türkiye’de Makula Deliği Ameliyatı Yapan Doktorlar
Türkiye'de Makula Deliği Ameliyatı, alanında deneyimli göz doktorları tarafından uygun alt yapıya sahip hastanelerde yapılır.