Tavuk karası, gözün retinasındaki hücrelerin hasar görmesiyle meydana gelen ve genellikle kalıtsal bir rahatsızlıktır. Bu durum genetik bozuklukların ebeveynlerden çocuklarına geçmesiyle ortaya çıkar; ancak bazı durumlarda bireyde ilk kez görülebilir. Akraba evliliklerinin bu hastalık riskini artırdığı bilinmektedir. Erkeklerde kadınlara göre daha yaygın olarak görülen bu sağlık sorunu, nadiren göz dışı organları da etkileyebilir. Hastalığın başlangıç yaşı ve ilerleme hızı bireysel farklılıklar gösterir. Erken yaşta görme kaybına yol açabilen tavuk karası, aile öyküsünün bilinmesi durumunda seyri hakkında öngörülerde bulunmayı mümkün kılar.
Gece Körlüğü Belirtileri
Gece karanlığında yön bulmakta zorlanmak, tavuk karasının en belirgin göstergelerinden biridir. Özellikle küçük gece lambaları bile olsa ev içerisinde serbestçe hareket etmekte güçlük çeken kişiler, bu rahatsızlığın pençesine düşmüş olabilir. Gece sürüşleri esnasında zorlanma yaşayanlar, tavuk karasının varlığını sorgulamalıdır. Karanlıkta dışarı çıkmaktan kaçınma veya tökezleme korkusu, gece körlüğünün kişisel ve sosyal hayatı kısıtlayan etkilerindendir.
Ayrıca, karanlık ortamlarda insan yüzlerini tanıma güçlüğü çekenler için sinema gibi koyu ortamlar, bu sağlık sorununun varlığını işaret eder. Karanlıktan aydınlığa geçişte gözlerin ışığa uyum sağlaması uzun zaman alıyor ise bu durum, gece körlüğünün diğer bir belirtisidir. Aynı şekilde karanlık bir odaya girildiğinde görme yetisinin adapte olması için gereken sürenin uzaması da göz ardı edilmemelidir.
Eğer karanlıkta görme konusunda endişeleriniz varsa veya gece körlüğünden şüpheleniyorsanız, bir göz sağlığı uzmanına başvurarak durumunuz hakkında bilgi alabilirsiniz. Göz sağlığı profesyonelleri, gece körlüğünün altında yatan nedenleri belirlemek için gerekli tetkikleri yapabilir. Bu rahatsızlığın tanısı konduktan sonra, uygun tedavi yöntemlerine başvurmak mümkün hale gelir.
Gece körlüğü yaşayan kişiler, genellikle belirtilerin farkında olmayabilir veya bu durumu ciddiye almaz. Ancak zamanla bu belirtiler kişinin günlük aktivitelerini olumsuz yönde etkileyebilir. Erken teşhis, tavuk karası olan kişilerin yaşam kalitesini artırabilir ve ilerleyen dönemlerde karşılaşabilecekleri zorlukların önüne geçebilir. Bu sebeple, gece körlüğüne dair belirtiler fark edildiğinde vakit kaybetmeden bir göz doktoruna danışmak büyük önem taşır.
Unutulmamalıdır ki, gece körlüğü, gözün retina tabakasındaki hasarın bir sonucu olarak gelişir ve kalıtsal faktörler bu durumu etkileyebilir. Ailede benzer şikayetlerin varlığı, bireyin de benzer sorunlar yaşama olasılığını artırabilir. Bu nedenle, aile sağlığı geçmişi, hastalığın tanı ve tedavisinde kilit bir rol oynar.
Tavuk Karası ve Nedenleri
Görme yeteneğimiz, çeşitli sağlık sorunlarına bağlı olarak zayıflayabilir ve gece körlüğü, bu durumların önemli bir belirtisidir. Özellikle retinitis pigmentosa, nadir genetik hastalıklar grubuna ait olup, retinayı etkileyen ve yüzden fazla genin değişikliğinden kaynaklanabilir. İlerleyici görme kaybına yol açan bu hastalıkta, retinadaki çubuk hücreler başlangıç aşamasında daha fazla zarar görür. Gece körlüğü, erken belirtiler arasında yer alır. Ayrıca, katarakt oluşumu da gece körlüğüne neden olabilir. Gözün merceğindeki bu bulanıklık, genellikle ilk semptom olarak gece görüş zorluğuyla kendini gösterir.
Glaukom ise gözün ön kısmında sıvı birikmesiyle meydana gelir ve göze baskı yaparak optik sinire zarar verir. Periferik görüşü ilk etkileyen bu durum, merkezi görüşü de tehdit eder ve hem gece hem de gündüz görüşü üzerinde olumsuz etkiler bırakır. Miopi veya halk arasında bilinen adıyla miyopluk, göz küresinin aşırı uzun olması veya korneanın ortalama bir korneadan daha dik olması durumunda ortaya çıkar. Bu, kişinin uzaktaki nesneleri gündüz ve gece net bir şekilde görememesine yol açar. Gece miyopisi, düşük ışık koşullarında gözlerin düzgün odaklanmasını zorlaştırır veya karanlıkta göz bebeğinin genişlemesi, odaklanmamış ışık ışınlarının göze girmesine neden olur.
Vitamin A eksikliği, retinanın düzgün çalışması için gerekli pigmentlerin üretimini durdurur ve gece körlüğüne sebep olur. Diyabet, retina üzerindeki kan damarlarına zarar vererek diyabetik retinopati gibi görme problemlerine yol açabilir ve gece körlüğü, genellikle diyabetik retinopatinin ilk semptomlarından biridir. Bazı glaukom ilaçları, göz bebeğini küçültür ve nyctalopia’yı tetikleyebilir. Keratokonus, korneanın incelip koni şeklini alması ile karakterize bir durumdur ve gece körlüğü bu durumun semptomlarından biridir.
Son olarak, astigmatizm, ışığın retinada düzgün odaklanmasını engelleyen düzensiz şekilli bir korneadan kaynaklanır. En yaygın semptom, herhangi bir mesafede bulanık veya bozulmuş görüştür. Bu geniş kapsamlı nedenler, tavuk karasının teşhis ve tedavisinde bireyin tam sağlık geçmişinin dikkatlice incelenmesini gerektirir. Her durumda, erken tanı ve müdahale, görme yetisinin korunmasında kritik öneme sahiptir.
Tanı Yöntemleri
Tavuk karası tanısı, kişinin gece görme yeteneğini etkileyen faktörlere bağlıdır. Göz doktoru, hastanın semptomlarını, aile geçmişini ve kullandığı ilaçları dikkatlice inceler. Göz muayenesi sırasında, gece körlüğünün altında yatan nedeni belirlemek için bir dizi test yapılır. Duruma göre, doktor ek testler talep edebilir. Bu testlerden biri, kan örneği alınarak yapılan, glukoz ve A vitamini düzeylerinin ölçülmesidir. Elde edilen veriler, gece körlüğünün nedenlerini ve uygun tedavi yöntemlerini anlamada kritik bir role sahiptir. Ayrıca, ailede benzer göz sorunlarının olup olmadığını anlamak, genetik bağlantıların keşfedilmesine yardımcı olur. Bu bilgiler ışığında, uzman daha doğru bir tanı koyabilir ve etkili bir tedavi planı oluşturabilir.
Tavuk Karası Tedavi Yöntemleri
Tavuk karası, gece görüş zorluğuna yol açan bir rahatsızlık olup, altında yatan sebeplere bağlı olarak farklı tedavi yöntemleri gerektirebilir. Retinitis pigmentosa hastaları için vizyon rehabilitasyonu ve genetik testler önem arz eder. Bu testler, mevcut veya gelecekteki tedavilerin mümkün olup olmadığını belirlemek için yapılır. Katarakt sorunu yaşayanlar için cerrahi müdahale kaçınılmazdır ve günlük aktiviteleri etkilemiyorsa hastalar, gözlük kullanarak bu durumla başa çıkabilirler.
- Göz tansiyonunu düşürmek amacıyla göz damlaları kullanılabilir.
- Lazer cerrahisi, etkilenen gözde sıvı akışını kolaylaştırmak için bir başka alternatiftir.
Miyopi, yani miyop, gözlük veya kontakt lens kullanımı ile düzeltilirken, refraktif cerrahi gibi yöntemler de tercih edilebilir.
- Korneanın düzleştirilmesine yardımcı olmak için çoklu sert lensler (ortokeratoloji) kullanılabilir.
- Çocuklarda ve gençlerde miyopinin ilerlemesini yavaşlatmak için düşük doz atropin (0,01%) tercih edilebilir.
Vitamin A eksikliği durumunda ise ağız yoluyla alınan vitamin A takviyeleri çözüm sunabilir. Sağlık hizmet sağlayıcıları her vaka için gerekli miktarı belirler.
- Karaciğer, sığır eti, tavuk, yumurta, zenginleştirilmiş süt, havuç, mango, tatlı patates ve yapraklı yeşil sebzeler gibi vitamin A bakımından zengin gıdaların tüketilmesi de vitamin A alımını artırmaya yardımcı olur.
Diyabet tedavisi ise kan şekerinin kontrol altına alınmasına odaklanır ve diyabetin tipine göre değişir.
- Yaşam tarzı değişiklikleri, düzenli kan şekeri izlemi, insülin ve ilaçlar tedavi sürecinin bir parçasıdır.
Keratokonus hafif semptomlar gözlüklerle yönetilebilir ve daha sonra özel sert kontakt lensler gerektirebilir. Diğer tedavi seçenekleri arasında;
- Korneanın eğriliğini düzleştirebilen intacs (küçük cihazlar),
- Korneayı güçlendirmek için özel UV ışığı ve göz damlaları kullanan kollajen çapraz bağlama,
- Şiddetli vakalar için kornea nakli yer alır.
Her bir tedavi yöntemi, tavuk karası hastalığının altında yatan sebebe özel olarak uygulanır ve hastaların yaşam kalitesini artırmak için bireyselleştirilmiş bir yaklaşım gerektirir. Bu yaklaşım, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak ve göz sağlığını mümkün olan en iyi seviyede korumak için elzemdir.
Prognoz
Tavuk karası, tedavi edilebilir durumlar söz konusu olduğunda olumlu bir prognoza sahiptir. Miyopi, vitamin A eksikliği ve katarakt gibi nedenlerle ortaya çıkan gece körlüğü, uygun tedavi yöntemleri ile düzeltilebilir. Öte yandan, retinitis pigmentosa gibi bazı kalıtsal retinal hastalıklar için şu an bilinen bir tedavi bulunmamaktadır. Dolayısıyla sağlık hizmeti sunucuları, hastaların yaşam kalitesini yükseltmeye yönelik seçenekleri tartışabilir. Hastaların semptomlarını hafifletmek için çeşitli destekleyici tedbirler alınabilir. Bu desteklerle birlikte hastaların günlük yaşantılarına adaptasyonu kolaylaştırılmış ve semptomlarının etkileri azaltılmış olur. Her hasta için bireysel bir planlama yapılırken, yaşam kalitesinin artırılması hedeflenir ve bu süreçte hem hastaların hem de ailelerinin desteklenmesi büyük önem taşır.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1992 yılında mezun oldu. Aynı yıl Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’nda asistanlık eğitimine başladı. 1997 yılında uzman olduktan sonra aynı yıl uzman doktor olarak aynı klinikte Retina Hastalıkları ve Vitreoretinal Cerrahi alanında uzmanlaşmak üzere görevine devam etti. Bu konudaki eğitimini, çeşitli dönemlerde Antwerp-Belçika (Dr.Zivanovic Kliniği), Frankfurt-Almanya (Dr.Eckardt Kliniği), Duisburg-Almanya’da gerçekleştirdi. 2004 yılında doçentlik, 2010 yılında profesörlük ünvanını alan Dr.Erakgün, 2013 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’ndaki görevinden ayrılmıştır. Şu anda Kaşkaloğlu göz hastanesinde çalışmalarına devam etmektedir.