Konjonktivit (Kırmızı Göz Hastalığı) Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Konjonktivit Kirmizi Goz Hastaligi Nedir Belirtileri Nelerdir Konjonktivit (Kırmızı Göz Hastalığı) Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Konjonktivit genellikle kırmızı veya pembe göz olarak tanımlanır ve oldukça yaygındır. Gözün konjunktiva tabakasının iltihaplanması sonucu ortaya çıkar. Genellikle viral veya bakteriyel enfeksiyonlar bu duruma neden olur. Ayrıca alerjik reaksiyonlar veya çevresel irritanlar da konjonktivite yol açabilir. Hastalar tipik olarak gözlerinde kızarıklık ve kaşıntı şikayetinde bulunurlar. Aynı zamanda göz akıntısı ve ışığa karşı aşırı hassasiyet de gözlemlenebilir. Özellikle viral ve bakteriyel türler son derece bulaşıcıdır. Ancak uygun tedavi ile çoğu konjonktivit vakası başarılı bir şekilde yönetilebilir.

Konjonktivit (Kırmızı Göz Hastalığı) Nedir?

Konjonktivit gözün konjunktiva denen zarının iltihaplanmasıdır ve çoğunlukla kırmızı göz olarak bilinir. Hastalık yaş veya sosyoekonomik durum fark etmeksizin geniş bir yelpazede etki gösterir. Viral konjonktivit en yaygın türdür ve bulaşıcı vakaların büyük bir kısmını oluşturur. Tipik belirtileri arasında gözde kızarıklık, damarların genişlemesi, ağrı ve ışığa karşı duyarlılık bulunur. Ayrıca gözde akıntı ve bazen psödomembranlar görülebilir. Viral konjonktivit sağlık sistemleri üzerinde önemli ekonomik ve toplumsal etkiler yaratır. Acil servis ziyaretleri tanı testleri ve reçeteli ilaçlar maliyetleri artırır. Ayrıca iş veya okuldan zaman kaybına yol açar. İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’nde antibiyotik kullanımı yüksek oranlarda seyretmekle birlikte yanlış antibiyotik kullanımını azaltma çabaları maliyetleri düşürmüştür. Viral konjonktivit için özgül tedaviler geliştirilme aşamasındadır.

Konjonktivit Nedenleri Nelerdir?

Konjonktivit gözün konjunktiva tabakasının iltihaplanmasıyla ortaya çıkar. Bu iltihaplanmanın birçok nedeni vardır. Viral konjonktivit en sık rastlanan türlerdendir ve özellikle adenovirüslerle ilişkilidir. Bu virüsler göz enfeksiyonlarına ek olarak solunum yolu enfeksiyonları ve ishal gibi diğer hastalıklara da neden olabilir. Viral konjonktivit genellikle hava yoluyla veya doğrudan temas yoluyla kolayca bulaşır. Özellikle yüzme havuzları gibi ortak kullanım alanları riski artırabilir.

Bakteriyel konjonktivit ise çoğunlukla bakterilerin gözün konjunktival yüzeyine yerleşmesiyle başlar. Staphylococcus aureus ve Haemophilus influenzae bu tür konjonktivite sık neden olan bakteriler arasındadır. Temas yoluyla bulaşma oldukça yaygındır bu nedenle hijyen çok önemlidir.

Alerjik konjonktivit çevresel alerjenlere karşı gözün aşırı duyarlılığı sonucu meydana gelir. Polen hayvan kepeği ve toz gibi alerjenler en sık rastlanan tetikleyicilerdendir. Alerjik konjonktivit mevsimsel olabilir ve genellikle her iki gözü birden etkiler.

Viral Konjonktivit Nedenleri:

  • Adenovirüsler
  • Enterovirüsler
  • Herpes simpleks virüsü

Bakteriyel Konjonktivit Nedenleri:

  • Staphylococcus aureus
  • Haemophilus influenzae
  • Pseudomonas aeruginosa

Alerjik Konjonktivit Nedenleri:

  • Polen
  • Hayvan kepeği
  • Ev tozu mitesi

Kimyasal maddelere maruz kalmak da tahrişe bağlı konjonktivite neden olabilir. Bu durumda gözlerde yanma ve kızarıklık görülür. Özellikle endüstriyel alanlarda çalışanlar veya ev temizliği sırasında kullanılan kimyasallar bu tür reaksiyonlara yol açabilir.

Konjonktivit Ne Kadar Yaygındır?

Konjonktivit her yıl milyonlarca Amerikalıyı etkileyen yaygın bir göz rahatsızlığıdır. Amerika Birleşik Devletleri’nde birinci basamak sağlık hizmetlerine yapılan ziyaretlerin yaklaşık yüzde biri bu hastalık nedeniyledir. Viral türü en sık rastlanan çeşit olup ardından bakteriyel konjonktivit gelir. Bu iki tür arasındaki farkı belirlemek doktorlar için zaman zaman zorlayıcı olabilir. Çoğu zaman antibiyotikler gereksiz yere reçete edilir ki bu durum ilaca dirençli bakterilerin artışına yol açabilir. Ayrıca iş yerleri ve eğitim kurumları genellikle enfekte bireylerin iyileşene kadar evde kalmasını önerir. Bu durum hastalar üzerinde ekonomik bir yük oluşturabilir.

Konjonktivit Sırasında Neler Olur?

Konjonktivit sırasında gözde belirgin inflamatuar süreçler meydana gelir. İki ana tip papiller ve foliküler konjonktivit gözün histolojik yapılarına göre sınıflandırılır.

Papiller konjonktivit genellikle alerjik reaksiyonların veya yabancı cisimlerin sebep olduğu tepkilerle karakterize edilir. Bu durumda gözün iç yüzeyinde yassı nodüller oluşur. Bunlar arnavut kaldırımı düzeniyle dizilirler ve merkezi bir vasküler çekirdek içerirler. Etkilenen bölgede:

  • Eozinofiller
  • Lenfositler
  • Plazma hücresi
  • Mast hücresi

gibi hücreler yoğun bir şekilde toplanır. Bu hücresel yoğunluk inflamatuar yanıtın şiddetini ve süresini artırır.

Öte yandan foliküler konjonktivit genellikle viral veya bakteriyel enfeksiyonlardan kaynaklanır. Foliküller papillaların aksine belirgin bir merkezi damara sahip olmayan küçük kubbe şeklinde nodüllerdir. Bu nodüllerin histolojik yapısı lenfoid folikülleri içerir ve şunlardan oluşur:

  • Olgunlaşmamış lenfositler
  • Olgun lenfositler
  • Plazma hücreleri

Foliküller genellikle gözün alt palpebral ve fornikal bölgelerinde yoğunlaşır. Bu bölgelerde inflamatuar yanıt en belirgin şekilde gözlemlenir. Foliküler konjonktivit durumunda inflamasyonun şiddeti ve süreci etkilenen bölgedeki lenfosit ve plazma hücrelerinin aktivitesine bağlı olarak değişir.

Konjonktivit Belirtileri Nelerdir?

Konjonktivit belirtileri enfeksiyon tipine göre değişiklik gösterir. Viral konjonktivit genellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra ortaya çıkar ve şu belirtilerle karakterizedir:

  • Ani başlayan yabancı cisim hissi
  • Gözlerde şiddetli kızarıklık
  • Artan ışığa duyarlılık
  • Yanma hissi
  • Bol sulu göz akıntısı

Bakteriyel konjonktivit ise daha yoğun belirtilere sahiptir ve şunları içerir:

  • Mukopürülan yani irinli göz akıntısı
  • Göz kapaklarında sabahları çapaklanma

Ayrıca her iki tip konjonktivit de gözde ödem ve kızarıklığa neden olur. Viral konjonktivitte görülen diğer bulgular arasında tarsal konjunktivada bulunan fibrin zengini eksüda tabakaları olan psödomembranlar ve gerçek membranlar yer alır. Bunlar ciddi durumlarda fibrozis ve simblefaron gibi daha ileri göz problemlerine yol açabilir. Foliküllerin varlığı özellikle palpebral konjunktivada viral konjonktiviti işaret eder.

Öte yandan bakteriyel konjonktivitte preauriküler lenf düğümlerinde hassasiyet artışı gözlemlenmez. Herpes Simplex Virus gibi etkenlerde ise yüzde ve göz kapaklarında veziküller gelişebilir. Ayrıca kornea tutulumu ile görme keskinliği etkilenebilir.

Konjonktivitin sistemik hastalıklarla ilişkisi de göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin otoimmün hastalıklar veya cilt hastalıkları konjonktivitin eşlik edebileceği durumlar arasındadır. Bu belirtiler konjonktivitin tanı ve tedavi sürecinde çok elzemdir.

Konjonktivit Nasıl Teşhis Edilir?

Konjonktivit teşhisi belirtilerin süresi ve şiddeti göz önünde bulundurularak yapılır. Genellikle klinik muayene ile başlanır ve detaylı bir hastalık öyküsü alınır. Belirtiler birkaç hafta içinde düzelmezse veya durum kötüleşirse laboratuvar testleri gerekebilir. Bu testler enfeksiyonun tipini belirlemek ve uygun tedavi yöntemini seçmek için önemlidir. Özellikle şüpheli durumlar daha dikkatli bir yaklaşım gerektirir.

Laboratuvar testleri genellikle şu durumlar için önerilir:

  • Yenidoğanlarda şüpheli klamidyal enfeksiyon varlığı.
  • Bağışıklık sistemi zayıflamış hastalar.
  • Anormal derecede yoğun göz akıntısı olan vakalar.
  • Gonore enfeksiyonu şüphesi olan durumlar.

Adenovirüs tespiti için yapılan testler adenovirüsü doğru bir şekilde saptayabilmek için yüksek özgüllük ve duyarlılık değerlerine sahiptir. PCR testleri adenovirüs ve HSV gibi patojenlerin DNA’sını tespit etmek amacıyla kullanılır ve oldukça güvenilirdir. Adenovirüs için kullanılan hücre kültürü yöntemleri virüsün izole edilip karakterize edilmesini sağlar. Ancak bu yöntemler maliyetli ve zaman alıcıdır.

Son olarak AdenoPlus gibi hızlı test platformları adenovirüs tespitinde pratik ve hızlı sonuçlar sunar. Bu testler klinik ortamda hızlı bir şekilde uygulanabilir ve kısa sürede sonuç verir. Adenoviral konjonktivit tespitinde bu testler yüksek özgüllük sağlamasına rağmen PCR kadar duyarlı olmayabilir. Tedavi sürecini hızlandırmak ve doğru yönlendirmek için bu hızlı testler büyük önem taşır.

Konjonktivit Tedavisi Nedir, Nasıl Yapılır?

Konjonktivit tedavisi semptomların hafifletilmesi ve enfeksiyonun kontrol altına alınması üzerine kuruludur. Viral konjonktivit durumlarında enfeksiyon genellikle kendiliğinden çözülür bu nedenle tedavi daha çok rahatlatıcı yöntemlere odaklanır. Hastalar gözlerini sık sık yıkayarak ve iyi el hijyeni pratikleri uygulayarak enfeksiyonun yayılmasını önlemelidir. Ayrıca enfekte gözler için yapay gözyaşı damlaları sıklıkla kullanılır. Bu damlalar göz kuruluğunu önlemeye ve rahatlamaya yardımcı olur.

Enfeksiyonun kontrol altına alınması ve komplikasyon riskinin azaltılması amacıyla özellikle şiddetli vakalarda topikal steroidlerin kullanımı gündeme gelebilir. Ancak bu ilaçların kullanımı virüsün yayılma süresini uzatabileceği için dikkatli olunmalıdır. Steroid kullanımı genellikle aşırı enflamasyonu olan veya diğer tedavilere yanıt vermeyen vakalar için saklı tutulur.

Ayrıca adenoviral konjonktivit tedavisinde yeni bir yaklaşım olarak povidon-iyot kullanımı dikkat çekmektedir. Bu tedavi yöntemi hücre dışı organizmaları hedef alır ve hücre içine etki etmez. İlaç direnci riski taşımadığı için güvenle kullanılabilir.

Dikkate Alınması Gereken Diğer Durumlar Nelerdir?

Konjonktivit gözde kızarıklık ve akıntıya neden olan bir durumdur. Ancak bu belirtiler başka ciddi sağlık sorunlarının da işareti olabilir. Bazı durumlar konjonktivite benzer semptomlar gösterir ve bu durumlar dikkatle değerlendirilmelidir.

  • Üveit özellikle otoimmün hastalıkların bir parçası olarak ortaya çıkabilir. Romatoid artrit lupus ve ankilozan spondilit gibi hastalıklar göz iltihaplanmasına yol açabilir.
  • Sistemik otoimmün hastalıklar örneğin Sjögren sendromu veya Stevens-Johnson sendromu gözlerde kızarıklık ve akıntıya neden olur. Bu tür hastalıkların varlığında konjonktivitin yanı sıra diğer sistemik belirtiler de görülebilir.

Ayrıca konjonktivit benzeri semptomlar gösteren ve acil müdahale gerektiren bazı durumlar şunlardır:

  • Kavernöz karotid fistül arteriyel ve venöz dolaşım arasında anormal bir iletişim oluştuğunda ortaya çıkar. Bu durum venöz sistemin genişlemesine ve potansiyel olarak ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
  • Orbital selülit enfeksiyonun göz çevresindeki dokulara yayılmasıyla karakterizedir. Bu durum konjonktivite benzeri semptomlarla birlikte göz hareketlerinde ağrı veya kısıtlılık yaratır.
  • Orbital hemoraji genellikle travma sonucu ortaya çıkar ve acil bir durumdur. Antikoagülan kullanan bireylerde bu risk daha yüksektir ve spontan kanama meydana gelebilir.

Bu tür vakalarda göz doktoru tarafından yapılan ayrıntılı bir değerlendirme doğru teşhisin konmasında kritik öneme sahiptir. Bu nedenle konjonktivite benzer semptomlar gözlemlendiğinde sadece göz belirtilerini değil hastanın genel sağlık durumunu da göz önünde bulundurmak esastır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir