Sarı nokta hastalığı, yaşa bağlı makula dejenerasyonu (YBMD) olarak da bilinir ve en yaygın görme kaybı nedenlerinden biridir. Bu hastalık, makulanın sarı noktası olarak da bilinen merkezi bölgesindeki hücrelerin hasar görmesiyle karakterize edilir. Makula, gözümüzün arka kısmındaki retina üzerinde yer alan ve bize net bir görüntü sağlayan bir bölgedir. Sarı nokta, gözümüzün en hassas ve önemli alanlarından biridir ve okuma, araba sürme gibi günlük hayatta önemli olan aktiviteleri gerçekleştirmemiz için gereklidir.
Sarı nokta hastalığı, birçok faktörün bir araya gelmesi sonucu meydana gelir. Bu faktörler arasında yaşlanma, genetik yatkınlık, sigara kullanımı, yetersiz beslenme, güneş ışığına maruz kalma, yüksek tansiyon, obezite, kardiyovasküler hastalıklar gibi çeşitli faktörler yer alır. Bu faktörlerin birçoğu, yaşlanma sürecinde meydana gelen değişimlerle ilişkilidir ve sarı nokta hastalığı geliştirme riskimizi artırır.
Sarı nokta hastalığındaki genetik yatkınlık da önemli bir faktördür. Yapılan araştırmalar, birçok genin sarı nokta hastalığının gelişiminde rol oynadığını göstermiştir. Bununla birlikte, sarı nokta hastalığı genetik olarak belirli bir kişide gelişecek diye bir garanti yoktur. Bir kişinin sahip olduğu genetik yatkınlık, sadece hastalığın gelişme riskini artırır.
Sarı nokta hastalığına yol açan genler arasında CFH, ARMS2/HTRA1, C3, C2, CFI, ve CETP gibi genler yer alır. Bu genler, makula bölgesindeki hücrelerin hasar görmesine neden olan inflamasyon, oksidatif stres ve lipit metabolizmasındaki değişikliklerle ilgili olabilir. Ancak, sarı nokta hastalığının gelişiminde tek bir genin rolü yoktur ve birçok genin etkileşimi sonucu meydana gelir.
Sonuç olarak, sarı nokta hastalığı geliştirme riskini artıran birçok faktör vardır ve genetik yatkınlık da önemli bir faktördür. Ancak, hastalığın gelişimi tek bir genin etkisiyle değil, birçok faktörün etkileşimi sonucu meydana gelir. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, düzenli olarak göz muayeneleri yaptırmak ve mümkünse sigara kullanımını bırakmamak, sarı nokta hastalığına yakalanma riskini azaltmaya yardımcı olabilir.
Sarı Nokta Hastalığı Nedir?
Sarı nokta hastalığı, retina adı verilen gözün arkasındaki tabakanın merkezinde yer alan makula adı verilen bölgenin etkilendiği bir göz hastalığıdır. Bu hastalık, yaşa bağlı makula dejenerasyonu (AMD) olarak da bilinir ve 50 yaşın üzerindeki kişilerde daha yaygındır. Sarı nokta hastalığı, yaşlıların görme kaybının en yaygın nedenidir.
Sarı nokta hastalığı, iki tipi vardır: kuru AMD ve ıslak AMD.
- Kuru AMD: Makula tabakasının incelmesine ve bozulmasına neden olan bir durumdur.
- Islak AMD: Makulanın kan damarlarından sıvı sızması sonucu oluşan bir durumdur. Islak AMD daha ciddi bir durumdur ve daha hızlı ilerleyebilir.
Sarı nokta hastalığı genellikle hiçbir belirti göstermeden başlar. Hastalık ilerledikçe görme kaybı başlar. İlk başta sadece merkezi görmede bulanıklık veya kayıp olabilir. Ancak, zamanla görme kaybı ilerleyebilir ve kişi okumak, araba kullanmak ve diğer günlük aktivitelerde zorluk yaşayabilir.
Sarı nokta hastalığı, belirtileri oluşmadan önce tespit edilirse, daha etkili bir şekilde tedavi edilebilir. Bu nedenle, 50 yaşın üzerindeki kişilerin düzenli göz muayeneleri yapmaları önerilir. Göz doktorları, makulayı incelemek için bir test yapabilirler ve erken aşamalardaki sarı nokta hastalığını tespit edebilirler.
Sarı nokta hastalığının tedavisi, ilaçlar, lazer tedavisi veya cerrahi müdahale gibi yöntemleri içerebilir. Islak AMD tedavisi için anti-Vegf ilaçları kullanılabilir. Bu ilaçlar, sıvı sızıntısını durdurabilir ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir. Kuru AMD tedavisinde, vitaminler ve mineraller içeren bir takviye kullanılabilir. Ancak, bu tedavi yöntemi sadece hastalığın ilerlemesini yavaşlatmaya yardımcı olabilir ve mevcut hasarı geri çeviremez.
Sarı nokta hastalığı önlemek için, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek önerilir. Düzenli egzersiz yapmak, sigara içmemek ve sağlıklı beslenmek, göz sağlığını korumaya yardımcı olabilir. Ayrıca güneş ışığına maruz kalındığında UV ışınlarından korunmak için güneş gözlüğü takmak önemlidir.
Sarı nokta hastalığı, yaşlılıkla birlikte ortaya çıkan yaygın bir göz hastalığıdır. Hastalığın erken aşamalarında tespit edilmesi ve uygun tedavi yöntemlerinin kullanılması, görme kaybının ilerlemesini yavaşlatabilir ve yaşam kalitesini artırabilir. Bu nedenle, düzenli göz muayeneleri yapmak ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları benimsemek önemlidir.
Sarı nokta hastalığının tedavisi, hastalığın tipine ve ilerlemesine göre değişebilir. Tedavide amaç, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak, görme kaybını en aza indirmek ve hastanın yaşam kalitesini artırmaktır. Sarı nokta hastalığının tedavi yöntemleri arasında ilaçlar, lazer tedavisi, fotodinamik terapi (PDT) ve cerrahi müdahale bulunur.
Tedavi seçeneği olmayan ileri evre sarı nokta hastası eğer katarakt ameliyatı olmadıysa teleskopik mercek ameliyatı görmesini artıran bir tedavi yöntemi olabilir. Yeni nesil göz içi teleskopik lensler sayesinde görme merkezinde oluşan görüntüyü yaklaşık x3 kat büyüterek daha geniş bir alanda görüntü oluşmasını sağlar. Bu sayede hastanın merkezde var olan kör noktası daha küçük bir alan kaplamış olur. Hasta göremediği ayrıntıları, büyümüş görüntü sayesinde kör noktanın etrafından görebilir hale gelir.
Konu hakkında detaylı bilgi almak için “Sarı Nokta Hastalığında Gelişme: Yeni Nesil Göz İçi Teleskopik Lensler” yazımızı inceleyebilirsiniz.
Kaynakça: Pappu, H. R., Du Toit, L. J., Schwartz, H. F., & Mohan, S. K. (2006). Sequence diversity of the nucleoprotein gene of Iris yellow spot virus (genus Tospovirus, family Bunyaviridae) isolates from the western region of the United States. Archives of Virology, 151, 1015-1025.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1992 yılında mezun oldu. Aynı yıl Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’nda asistanlık eğitimine başladı. 1997 yılında uzman olduktan sonra aynı yıl uzman doktor olarak aynı klinikte Retina Hastalıkları ve Vitreoretinal Cerrahi alanında uzmanlaşmak üzere görevine devam etti. Bu konudaki eğitimini, çeşitli dönemlerde Antwerp-Belçika (Dr.Zivanovic Kliniği), Frankfurt-Almanya (Dr.Eckardt Kliniği), Duisburg-Almanya’da gerçekleştirdi. 2004 yılında doçentlik, 2010 yılında profesörlük ünvanını alan Dr.Erakgün, 2013 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’ndaki görevinden ayrılmıştır. Şu anda Kaşkaloğlu göz hastanesinde çalışmalarına devam etmektedir.